NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّحِيمِ
بْنُ سُلَيْمَانَ
عَنْ
زَكَرِيَّا
عَنْ
الشَّعْبِيِّ
عَنْ أَبِي
سَلَمَةَ
أَنَّ عَائِشَةَ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهَا
حَدَّثَتْهُ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَهَا
إِنَّ
جِبْرِيلَ
يَقْرَأُ
عَلَيْكِ
السَّلَامَ
فَقَالَتْ
وَعَلَيْهِ
السَّلَامُ
وَرَحْمَةُ
اللَّهِ
Aişe (r.anha)'dan
(rivayet edildiğine göre)
Nebi (s.a.v.) kendisine:
Cebrail (a.s.)'in sana
selamı var demiş de (Hz. Âişe):
Ve aleyhisselâmu ve
rahmetullahi, diyerek bu selam'ı almış.
İzah:
Buhari, istizan; Müslim,
fedail; Tirmizî, istizan; İbn Mâce, edeb; Nesaî, Amelülyevmi
1. Mevzumuzu teşkil
eden (5231) nolu hadis selam alınırken
sadece "ve aleykümüsselam" demekle farzın yerine getirilmiş olacağına
delalet ederken, (5232) numaralı Hz. Aişe hadisi de selam alırken "ve
aleykümus selam" cümlesine ve "ve rahmetüllahi" kelimesini ilave
etmenin daha faziletli olduğuna delalet etmektedir.
2. Yine bu iki hadis
bir kimseden diğer bir kimseye selam götürmenin müstehap olduğuna delalet eder.
İbn Abidin'in açıklamasına
göre "bir kimse falana selam söyle, dediği zaman gidip o selamı söylemek,
vâcib olur. Çünkü bu emaneti sahibine vardırmak kabilindendir. Zahire göre bu
vücub hükmü, selamı götürenin rızasına bağlıdır.
Sonra Münavî'nin
Şerhinde İbn Hacer'den naklederek şu ibareyi gördüm: Tahkik şu ki: Eğer elçi
"ben selamı götürürüm" diye iltizam etmiş ise o zaman (selamı tebliğ
etmek) emanete benzemiş oluyor. Aksi takdirde, vedia oluyor. Yani (vedia
olunca) gidip tebiğ etmek, boynuna vacib olmuyor. Çünkü vediada hüküm böyledir.
Şürünbilalî dedi: Buna
göre kendisine: Selamımı Rasûlullah'ın huzuruna götür, diye emredenin selamını
tebliğ etmek gerekir. Yine Şürünbilalî dedi ki: Selamı getirene de cevap
vermek müstehabdir. "Senin de üzerine olsun" diyecektir.
Bunun benzeri,
musannifin "Tuhfetü'l-Akran"adlı kitabında da vardır. İbn Abbas
bunun vacib olduğu rivayetini ayrıca ekler.
Lâkin Tatarhani'ye dedi
ki: İmam Muhammed bir hadis rivayet etti. Buna göre; kim bir insana başkasının
selamını getirip tebliğ ederse, selam alan önce tebliğ edene cevap vermek,
sonra da hazır olmayana cevap vermek zorundadır. Bu ibarenin zahirinden
(selamı tebliğ edene cevap vermenin) vacib olduğu hükmü anlaşılıyor"